Nafaka Ücretleri

Nafaka Ücretleri 2023

2023 yılında yaşanan enflasyon sebebiyle nafaka miktarlarında artışlar olduğu gözlemlenmiştir. Aile Mahkemesi Hakimi günün koşullarını göz önünde bulundurarak nafakaya karar verir. Her çocuk için ayrı ve eş için ayrı olmak üzere nafakaya hükmedilebilir. 2023 yılında kesin olmamakla birlikte ortalama nafaka miktarları 2.000 TL ile 3.000 TL arasında tutarlardır. Ancak her dava ayrı ayrı değerlendirilir bu meblağlar değişiklik gösterir.

Boşanma avukatları olarak nafaka hakkı zarar gören eşlerden biri için gerekli nafaka talepleri yerine getirilir. Nafaka ücretleri net bir şekilde belli olmamakla birlikte Aile mahkemesinde davacı vekili olan uzman boşanma avukatı gerekli hukuki işlemleri yerine getirir. 

Nafaka Kaç Yıl Ödenir?

Türk Medeni Kanunu’na göre iki çeşit nafaka mevcuttur. İştirak nafakası çocuk için ödenen nafaka olup, çocuk 18 yaşını doldurunca ortadan kalkar. Yoksulluk nafakası ise evliliğin bitiminden sonra yoksulluğa düşme tehlikesi olan eşe ödenir. Yoksulluk nafakasının ödenme süresi hakkında bir hüküm öngörülmemiştir. Buna göre, eşlerden birinin vefatı veya nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi söz konusu olmadığı sürece eşe ödenen yoksulluk nafakası devam eder. Bu nafakanın ömür boyu devam ettiği durumlar da mevcuttur. Ancak nafaka ödeyen tarafın durumu kötüleşirse tekrardan dava açarak nafakanın azaltılmasını veya kaldırılmasını talep edebilir. Aynı şekilde nafaka alan tarafın maddi durumunun düzelmesi durumunda da bu dava açılabilmektedir. 

İki Çocuğun Nafakası Ne Kadar Tutar?

Nafaka her çocuk için ayrı ayrı hesaplanır ve ödenir. Aile Mahkemesi yapacağı değerlendirmede nafaka ödeyecek kişinin ekonomik durumunu ve ülkemizdeki ekonomik şartları göz önüne alır. 2023 yılında yaşanan enflasyonla birlikte iki çocuk için ortalama 2.500 TL ile 3.500 TL tutarları arasında değişmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki bu tutarlar aile mahkemesinin takdirinde olup, kesinlik teşkil etmemektedir. 

Asgari Ücretli Nafaka Öder mi?

Nafaka kanunen iki türden oluşur. Bunlardan ilki çocuk için ödenen iştirak nafakası, ikincisi ise yoksulluğa düşme tehlikesi yaşayan eşe ödenen yoksulluk nafakasıdır. Nafakanın ödenmesi için nafakayı ödeyecek kişinin gelirinin iyi olması gerek yoktur. Geliri yüksek olan bir kişi daha yüklü miktar nafaka öderken, asgari ücret ödeyen kişi kendi gelirine oranla daha düşük bir meblağ nafaka ödeyecektir. Nafakanın miktarının belirlenmesi konusunda tasarruf Aile Mahkemesi hakimine bırakılmıştır. Hakim, günün koşulları ve nafaka ödeyecek eşin durumuna göre adil bir nafaka belirler. 

Asgari Ücretli Ne Kadar Nafaka Öder?

Aile Mahkemesi hakimi kişilerin sosyo-ekonomik durumlarına ve gelirlerine dikkat ettikten sonra gelirleri oranında nafaka takdir ederler. Nafaka miktarı ayrıca günün ekonomik şartlarına ve davanın gidişatına göre de değişkenlik gösterecektir. Net meblağlar söylemek mümkün değildir, zira Türk Medeni Kanununda öngörülmüş bir oran ve hesaplama yöntemi bulunmamaktadır. 

Asgari Ücretli İki Çocuğa Ne Kadar Nafaka Öder?

Nafakanın hangi oranla ödeneceği konusunda bir hüküm öngörülmemiştir. Asgari ücretli kişi pek tabi kendi geliri oranında nafaka ödeyecektir ancak bunu takdir edecek makam Aile Mahkemesidir. Hakim, günün koşullarını ve nafaka ödeyen kişinin gelirini göz önünde bulundurarak ödenecek nafakanın miktarını belirler. 

10.000 TL Maaş Alan Ne Kadar Nafaka Verir ?

10.000 TL maaş alan bir kimse ortalama 2.500 TL ila 3.500 TL arasında nafaka ödeyebilir. Bu meblağlar kesin olmamakla birlikte, bu konuda esas kriter Aile Mahkemesi Hakiminin takdiridir. Kanunda bu konuda herhangi bir oran verilmemiş olup, hakim tarafların ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak kanaatini kullanmaktadır. 

Nafaka Ücretleri 2023 Yılına Dair Yargıtay Kararları

Yargıtay 

  1. Hukuk Dairesi         

2021/10259 olanlar 

 2021/10130 Karar

 

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Nafaka

 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından nafakanın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibarıyle bu miktar “78.630 TL” olarak belirlenmiştir. Somut olayda davacı tarafından temyiz konusu edilen yıllık nafaka miktarı 72.000 TL olup, bölge adliye mahkemesince nafaka davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle, davacının nafaka miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

SONUÇ: Davacının nafaka miktarına ilişkin temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.

 

Yargıtay 

  1. Hukuk Dairesi         

2018/2153 olanlar

2018/4570 Karar

 

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

 

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;

Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda; takipte talep edilen nafaka alacağının ödenmesi nedeniyle birikmiş nafaka borcunun bulunmadığını, 20.08.2014 tarihli dosya hesabında 18963,18 TL olarak birikmiş nafaka borcu belirtilmiş ise de, itfa nedeniyle anılan borca itiraz etmiş, mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda, icra dosyasında ödenmesi gereken nafaka alacağı miktarının 744,48 TL olduğunun tespitine, takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemizce, nafakaya hükmedilmesinden sonra, ancak icra emri tebliğinden önce yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsubu gerektiği benimsenmiş olup, yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin de nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceğinin kabulü gerekmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin, bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır.

Somut olayda, takip dayanağı ilamda alacaklı kadın ve 2 çocuk lehine 250’şer TL den toplam 750 TL nafaka takdir edildiği, alacaklının banka hesabına yapılan ödemeler arasında eft yoluyla yapılan açıklamasız ödemelerin 15.08.2013’de 750 ve yine aynı tarihte 450 TL, 16.09.2013 tarihinde 750 ve aynı tarihte 450 TL, 21.10.2013 tarihinde 450 TL ve aynı tarihte 750 TL,15.11.2013 tarihinde 450 TL ve aynı tarihte 750 TL, 16.12.2013 tarihinde 450 TL ve aynı tarihte 750 TL şeklinde ödemeler olduğu görülmüştür. Aynı gün yapılan bu ödemelerden 450 TL’lik ödemelerin neye ilişkin olduğu anlaşılamadığı gibi, nafaka miktarı ve katlarını da karşılamadığından, 450 TL olarak yapılan ödemelerin toplamı olan 2250 TL ödemenin nafakaya mahsuben yapıldığı kabul edilemez. Bu miktar yönünden de takibin devamına karar verilmesi gerekirken, sadece 744,48TL yönünden takibin devamı yönünde hüküm tesisi doğru değildir.

Öte yandan, borçlu, itirazında 20.08.2014 tarihli dosya hesabında 18963,18 TL olarak birikmiş nafaka borcu bulunmadığını ileri sürmüş olup, mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin toplam 2994,48 TL üzerinden devamına karar verilmesi gerekmekte olup,

bu durumda talebin bir kısmı kabul edildiğine göre, davalı alacaklı lehine de vekalet ücretine hükmolunması gerekirken, davanın tümden kabulüne karar verilerek alacaklı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi de isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.



Bir cevap yazın

Call Now ButtonHemen Arayın