- Mart 16, 2023
- Yayınlayan: Yazar
- Kategoriler:

Emekli Nafaka Öder Mi?
Türk Medeni Kanununda öngörülmüş iki tür nafaka mevcuttur. Bunlardan ilki eşe ödenen yoksulluk nafakası olup, evliliğin bitimi sebebiyle yoksulluğa düşme tehlikesi bulunan tarafa ödenir. İkincisi ise evlilik birliği içinde doğan ortak çocuklara ödenir ve çocuklar 18 yaşını doldurana kadar devam eder. Boşanma davalarında davacı vekili olan boşanma avukatı davalı taraf emekli de olsa kendi müvekkili evlilik döneminde maddi ve manevi yönden şiddet gördüğü için boşanma davası devam ederken tedbir nafakası, boşanma davası kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak almaya devam eder. Boşanma avukatı gerekli tüm delilleri ortaya koyarak nafaka şartlarını ön plana alır.
Nafaka ödenmesi için belirli bir gelir şartı öngörülmemiştir. Dolayısıyla emekli olan kişiler de nafaka ödemek zorunda kalabilir. Aile Mahkemesi hakimi ödenecek nafakanın miktarına kişinin emekli olmasını göz önünde bulundurarak karar verir.
Emekli Ne Kadar Nafaka Öder?
Kanunda öngörülmüş genel ve net bir nafaka miktarı bulunmamaktadır. Bunun meslek gruplarına ve kişilerin kazancına orantılı olarak ödenmesi doğaldır ancak kararı veren kişi aile mahkemesi hakimidir. Dolayısıyla aile mahkemesi hakimi kişinin net gelirine ve sosyo-ekonomik koşullarına baktıktan sonra belirli bir nafaka miktarı takdir eder. Nafakanın ne kadar çıkacağı aile mahkemesi hakiminin kanaatine ve takdir yetkisine bırakılmıştır.
Engelli Raporu Olan Nafaka Öder Mi?
Kişilerin engelli raporu olması veya engelli maaşı alması nafaka ödemesine engel oluşturmaz. Her kişi geliri ölçüsünde nafaka ödemek zorunda kalabilir. Burada son karar mercii davanın görülmekte olduğu aile mahkemesinin hakimidir. Hakim nafakanın ödenmesine karar verdiği takdirde, kişinin engelli olup olmaması herhangi bir önem taşımaz.
Birikmiş Nafaka Emekli Maaşından Kesilir mi?
Kişinin ödemediği birikmiş nafaka için emekli maaşına haciz konulabilir.. Nafaka aile mahkemesi hakimi tarafından verilmiş kesin ve zorlayıcı tedbirlere tabi bir uygulamadır. Nafakasını ödemeyen emeklinin maaşına haciz konularak ödemediği tutar nafaka alacaklısına verilir. Nafaka ödememe ayrıca zorlama hapsine de sebep olabilecek bir durumdur ve önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Yüksek Maaş Alıyorum Ne Kadar Nafaka Öderim ?
Ödenecek nafaka miktarı hakkında kanunen öngörülmüş bir oran bulunmamaktadır. Nafaka, aile mahkemesi hakiminin yaptığı yargılama sonucunda vereceği nihai karara bağlanmıştır. Aile mahkemesi hakimi ilk olarak tarafların ekonomik durumunun araştırılması için ikametgahlarının bulunduğu ilçe emniyet müdürlüğüne talep yazar. Ardından ilçe emniyet müdürlüğü tarafların ekonomik durumunu araştırdıktan sonra hazırladığı raporu aile mahkemesine sunar. Aile Mahkemesi hakimi de kanunun kendisine tanımış olduğu yetki sebebiyle ödenecek olan nafaka miktarını kanaatiyle belirleyecektir. Dolayısıyla ortada herhangi bir oran bulunmamakla birlikte son takdir yetkisi aile mahkemesine bırakılmıştır.
Malulen Emekli Nafaka Öder mi?
Kişilerin nafaka ödemesi için herhangi bir şart aranmamaktadır. Emeklilik ve malulen emeklilik nafaka ödemesine engel oluşturmaz ve bununla birlikte, bu kişiler nafakalarını ödemezse emekli maaşlarına da haciz konulacaktır. Dolayısıyla malulen emekli kişinin nafaka ödemesine herhangi bir engel bulunmamaktadır.
Maaşında Haciz Olan Nafaka Öder mi?
Nafaka Türk Medeni Kanunu uyarınca düzenli olarak ve her ay ödenmesi gereken bir borçtur. Bu sebeple kişilerin maaşına önceden konulmuş bir haciz dahi olsa, ödenmemiş nafakalar yine de kişinin maaşından haczedilebilir. Kişilerin maaşında haciz olması nafaka ödemelerine herhangi bir engel oluşturmayan, öncelik oluşturan alacak nafaka alacağıdır. Nafakanın ödenmemesi icra ceza mahkemesinde dava açılması durumunda nafaka borçlusunun zorlama hapsine mahkum edilmesine yol açacaktır, dolayısıyla çok ciddiye alınması gereken bir borç tipidir.
Boşanma tazminatı emekli maaşından kesilir mi
Kişilerin emekli maaşı yalnızca sosyal güvenlik kurumu veya nafaka alacağı sebebiyle haczedilebilir. Bu istisnalar dışında emekli maaşının haczedilmeyeceği öngörülmüştür. Dolayısıyla bir boşanma davasında aile mahkemesi tarafından verilen maddi-manevi tazminat tutarı sebebiyle emekli maaşı haczedilemez
Emekli Maaşı Alan Nafaka Alabilir mi?
Emekli maaşı alan kişiler bu maaşın kendilerine yeterli görülmesi durumunda nafaka alamazlar. Bunun başlıca sebebi yoksulluk nafakası kavramının kanunen tanımıdır. Buna göre yoksulluk nafakası evliliğin bitimi sebebiyle yoksulluğa düşme tehlikesi içinde bulunan eşe ödenecektir. Halihazırda emekli maaşı kişinin geçimini sağlamasına ve sosyo-ekonomik şartlarına yeterli geliyorsa ve bu durum mahkeme tarafından tespit edilirse o kişi yoksulluk nafakasına hak kazanamaz.
Emeklilerin Nafaka Durumlarına Dair Yargıtay Kararları
- Hukuk Dairesi
2009/15133 E.
2009/23372 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Antalya 2. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/04/2009
NUMARASI : 2009/413-2009/430
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasanın 93. maddesine göre “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez”. Anılan yasa hükmü 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girmiş olup, emekli sandığından alınmakta olan emekli maaşlarını da kapsamaktadır.
Somut olayda 06.11.2008 tarihinde yasanın yürürlüğe girmesinden sonra borçlunun emekli sandığından almakta olduğu emekli maaşına haciz konulmuştur. Takip konusu alacak nafaka alacağıdır. Hem birikmiş nafaka hem de devam eden aylık nafaka talep edilmiştir. 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesi gereğince emekli maaşının nafaka borçları için haczedilebilmesi mümkün olduğundan, icra mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Emekli Maaşından Nafaka Kesilir Yargıtay Kararı
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
2010/19532 Esas
2010/32039 Karar
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Kartal 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2010
NUMARASI : 2010/392-2010/447
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı Yasanın 93. maddesine göre “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez”. hükmünü içermektedir
Somut olayda yasanın yürürlüğe girmesinden sonra borçlunun almakta olduğu emekli maaşına haciz konulmuştur. Takip konusu alacak nafaka alacağıdır. Hem birikmiş nafaka hem de devam eden aylık nafaka talep edilmiştir. 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesi gereğince emekli maaşının nafaka borçları için haczedilebilmesi mümkün olduğundan, mahkemece nafaka borcunun özelliği göz önünde tutularak ve nafaka ilamının da borçlu aleyhinde icrasının istenmiş olduğu değerlendirilerek, cari aylık nafakanın, borçlunun almakta olduğu emekli maaşından her ay tamamen kesildikten sonra, geri kalan kısmından ne kadarının borçlu ve ailesi efradının geçimleri için gerekli olduğu tespit edilmek suretiyle ve dörtte birinden aşağı olmamak kaydıyla birikmiş nafaka alacağı için haczi mümkün bulunmaktadır. Bu itibarla icra mahkemesince, alacaklı vekilinin şikayetinin, yukarıda açıklanan kıstaslar dikkate alınarak değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi
2017/10430 Esas
2017/10625 Karar
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandıklarını ve davalının ….. Asliye(Aile) Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu 2012/355 Esas 2013/242 Karar sayılı kararıyla davalı lehine aylık 550 TL nafakaya hükmedildiğini, söz konusu nafakanın her ay müvekkilin maaşından kesildiğini, aradan geçen zaman zarfında ekonomik ve sosyal durumlarında ciddi değişiklikler olduğunu, nafaka davası açıldığında davacının 2.350,00 TL maaş aldığını, şuan 1509,00 TL emekli maaşı aldığını ve giderlerinin arttığını, aynı şekilde davalının da bu zaman zarfında ekonomik durumunda çok ciddi artışlar olduğunu, davalının üç yetişkin çocuğuyla beraber yaşadığını ve üçünün de çalıştığını, anne ve iki çocuğunun….merkezlerini ortaklaşa çalıştırdıklarını, ortalama aylık gelirlerinin 15.000,00 TL olduğunu, ayrıca kızı adına …. da bir ev satın aldığını, davalının vefat eden babasından 300.00 TL Bağ-Kur maaşı aldığını, davalının bunca geliri olmasına rağmen nafaka almış olmasının haksızlık olduğunu belirterek ödenmekte olan nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; tek gelirinin nafaka ve babasından aldığı 300-tl maaş olduğunu, geçici olarak çocuklarının yanında kaldığını, davacının emekli ikramiyesi gibi ek gelirlerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde indirilmesine ilişkindir.
Öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve1998/ 2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.
TMK.nun 176.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki, bilimsel öğretide; evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu belirtilmektedir.
Somut olayda; tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma sonuçları incelendiğinde, davacının emekli olup aylık 1.570- TL geliri bulunduğu, aylık 450-TL kira ödemesi olduğu, üzerine kayıtlı taşınmazı bulunmadığı, davalının ise boşanmış olup ev hanımı olduğu, aldığı nafaka ve yetim aylığı dışında başka bir geliri bulunmadığı, üç çocuğu ile birlikte oturup kira ödemediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece; davalının babasından kalan yetim aylığının miktarının düşük olduğu, bu sebeple davalının halen yoksulluğu sebebiyle nafakaya muhtaç olduğu, davacının ise davacı bu süreçte emekli olup maaşında düşme olsa da emekli olmasıyla ayrıca emekli ikramiyesi almaya da hak kazandığı, ayrıca davacının babasından kendisine kalan taşınmazların bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının gelir durumu değerlendirildiğinde, davalının gelir durumu ile aldıkları nafaka miktarı toplamının, davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte bulunmadığının kabulü gerekir.
O halde, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek nafakaların kaldırılması taleplerinin reddi doğru ise de, davacının gelir durumundaki azalma ve ödenen toplam nafaka miktarı gözetilerek hakkaniyet ölçüsünde uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.