- Şubat 23, 2023
- Yayınlayan: Yazar
- Kategoriler:

Boşanma Davasında Kadının Hakları Nelerdir?
Bir boşanma davasında kadının ve erkeğin hakları bakımından herhangi bir ayrım bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu bu konuda taraflara aynı hak ve yükümlülükleri vermiş olup, cinsiyet bakımından bir sınırlama getirmemiştir. Bir boşanma davasında kadının hakları kısaca çocuk varsa velayet, nafaka, maddi-manevi tazminat olabilmektedir.
Nafaka alınabilmesi için kadının çalışmıyor olması veya eşinden çok daha düşük bir geliri olması gerekmektedir. Zira; eşe ödenen nafakanın adı yoksulluk nafakasıdır ve bunun alınabilmesi için kadının evliliğin bitiminden sonra yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunması gerekir. Evlilik birliğinden doğan ortak çocuk varsa ve velayeti annede ise, kadın çocuk için de “iştirak nafakası” adı altında bir nafaka alır ve bu nafaka çocuk 18 yaşını doldurana kadar devam eder. Maddi-manevi tazminat alabilmenin şartı ise; evliliğin bitmesinde karşı taraftan daha az kusurlu veya kusursuz bulunmaktır. Bu kararı yapılan yargılamanın sonucunda aile mahkemesi vermektedir. Bu sebeple Aile Mahkemesinde görülen boşanma davalarında davacı kadın haklı ise davacı vekili olan uzman boşanma avukatı maddi manevi tazminat, nafaka ve diğer hakları talep edebilir. bo
Boşanma Davasında Kadın Neler Alır?
Boşanma davasında kadının başlıca hakları; nafaka, maddi-manevi tazminat ve ziynet eşyalarının kendisine iadesidir. Evliliğin bitiminden sonra kadının yoksulluğa düşme ihtimali mevcut ise aile mahkemesi kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmeder. Maddi-manevi tazminat durumu ise yargılamanın bitiminde aile mahkemesinin yapacağı kusur muhakemesine göre belirlenir. Boşanma sebeplerinin varlığında daha az kusuru bulunan veya kusursuz olan taraf maddi-manevi tazminat almaya hak kazanır. Ziynet eşyalarının kadının elinden alınması durumunda ise, kadının ziynet eşyalarını geri isteme hakkı bulunmaktadır. Zira düğünde takılan ziynet eşyaları Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına istinaden kadının hakkıdır ve kadına özgülenmiştir.
Erkek Boşanma Davası Açarsa Kadın Nafaka Alabilir mi?
Erkek boşanma davası açarsa kadın nafaka alabilir, ayrıca boşanma davası açan kadın da nafaka alabilmektedir. Boşanma davasının kim tarafından açıldığının haklar bakımından hiçbir önemi bulunmamaktadır. Nafaka alabilmenin şartı; kadının evliliğin bitimi sebebiyle yoksulluğa düşme tehlikesinin varlığıdır. Bu şart gerçekleştiği takdirde, kadın yoksulluk nafakası almaya hak kazanır. Ayrıca evlilik birliğinde doğan ortak çocuklar varsa, velayeti alan kadın çocuklar için de nafaka alabilmektedir. Bu nafakanın ismi ise “iştirak nafakasıdır” ve çocuklar 18 yaşını doldurana kadar devam eder.
Boşanma Davası Açan Kadın Evden Ayrılabilir mi?
Boşanma davası açan kadın evden ayrılabilir, aynı evde kalmak zorunda değildir. Taraflardan biri boşanmaya karar verdiği takdirde aile konutundan ayrılma hakları mevcuttur. Bu durumun boşanma davasına herhangi bir etkisi olmayacaktır.
Boşanma Davasını Kim Açarsa Avantajlı Olur?
Boşanma davasını kimin açtığının hiçbir önemi yoktur. Bir boşanma davasında davacı olmak veya davalı olmak sizin hak ve yükümlülüklerinde veya davanın gidişatında herhangi bir değişiklik yaratmaz. Türk Medeni Kanunu da bu yönde herhangi bir hüküm kurmamış olup, yargılamanın seyri aynı şekilde devam edecektir.
Evlilikte Yıpranma Payı Nedir?
Evlilikte yıpranma payı bir boşanma davasında talep edilen maddi-manevi tazminat hakkının bir diğer ismidir. Maddi-manevi tazminat evlilik boyunca daha az kusurlu veya kusursuz bulunan, yıpratılan ve manevi olarak zedelenen taraf için mahkemenin verdiği hükümdür. Yıpranma payının hukuken karşılığı da maddi-manevi tazminat demektir. Altını çizmek isteriz ki bir boşanma davasında maddi-manevi tazminat talep etmek isteyen taraf bu talebini mutlaka mahkemeye bildirmelidir. Aile Mahkemesi maddi-manevi tazminat talep edilmediği takdirde kendiliğinden tazminat kararı vermez.
Boşanma Davasında Kadın Nasıl Haksız Olur?
Boşanma davasında haksız çıkmak demek; mahkemece daha fazla kusurlu bulunmak anlamına gelmektedir. Bir boşanma davasında en ağır kusurlar başlıca; şiddet, aldatma, tehdit ve hakarettir. Taraflardan biri kendisine karşı yapılan bu fiillerden bir veya bir kaçını ispat edebildiği takdirde maddi-manevi tazminata hak kazanması olasıdır. Bu sayılanlar başlıca kusur sebepleri olup, durumun ve olayın özelliğine göre aile mahkemesinin kusur olarak takdir edebileceği yüzlerce farklı hareket söz konusu olabilmektedir. Kusur isnat edilirken kişinin cinsiyeti herhangi bir önem arz etmemektedir.
Boşanma Davası Kadının Haklarına Dair Yargıtay Kararı
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi
2019/1370 Esas
2019/6652 Karar
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında ilk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilerek ortak çocuğun velayeti davalı-davacı kadına verilmiş, baba ile kişisel ilişki tesis edilmiş; çocuk için tedbir-iştirak nafakasına, kadın için de maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Hükme karşı, erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi, erkeğin kadının kabul edilen davasına yönelik başvurusunun esastan reddine; kusur tespiti ve tazminatlara yönelik başvurunun da, tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle, kabulüne karar vermiş ve kadının tazminat taleplerini reddetmiştir.
İlk derece mahkemesi kararında, davacı-davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarının olduğu, ayrıca evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediği; davalı-davacı kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu belirtilerek boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının da hafif kusurlu olduğuna hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi; erkeğin evlilik birliğini devam ettirmek istemeyerek evden ayrıldığı ve güven sarsıcı davranışlarının olduğu; kadının da güven sarsıcı davranışlarının olduğu ve aşırı kıskanç olup eşine baskı yaptığından bahisle tarafların eşit kusurlu olduğunu belirterek erkeğin kusur tespiti ile tazminatlara yönelik başvurusunu kabul etmiş ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.Bölge adliye mahkemesi hükmü sadece davalı-davacı kadın tarafından temyiz edildiğinden, bölge adliye mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlar kadın yönünden usuli kazanılmış hak teşkil etmiştir. Bu durumda, davacı-davalı erkeğin evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemediği ve güven sarsıcı davranışlarının olduğu sabittir. Bölge adliye mahkemesince kadına kıskançlık nedeniyle eşine baskı yaptığı kusuru yüklenmişse de, kadının kıskançlığı erkeğin süregelen güven sarsıcı davranışlarına tepki niteliğinde olduğundan, kadına bu kusurun yüklenmesi yerinde görülmemiştir. Bu durumda; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda gerçekleşen ve bölge adliye mahkemesince kabul edilerek erkek tarafından temyiz edilmediğinden kesinleşen kusurlara göre; evden ayrılarak evlilik birliğini devam ettirmek istemeyen ve güven sarsıcı davranışları bulunan erkek güven sarsıcı davranışları bulunan kadına göre ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davalı-davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2.maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, erkeğin kusur belirlemesi ve tazminatlara yönelik istinaf talebinin kabul edilerek kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeplerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 29.05.2018 tarih, 2017/1121 esas ve 2018/729 karar sayılı kararının kusur belirlemesi ve maddi-manevi tazminatlar yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.
Kadın Yararına Hükmedilen Tazminat Kararının Kaldırılmasına Dair Yargıtay Kararı
Yargıtay
- Hukuk Dairesi
2019/5168 Esas
2019/12568 Karar
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVACI-DAVALI : …
DAVALI-DAVACI : …
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının tüm temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı-davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Davacı-davalı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası ile davalı-davacı kadının açtığı birleşen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince her iki davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş; karşılıklı tazminat talepleri reddedilerek kadın yararına tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen davası ve kusur belirlemesi; davalı-davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesince kadının kusur belirlemesine ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talepleri kabul edilerek; erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğundan bahisle; kadın yararına tazminatlara hükmedilmiştir. İlk derece mahkemesi, sadakatsiz olan erkekle sadakatsiz olan kadının eşit kusurlu olduğuna hükmetmiş; bölge adliye mahkemesince kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebi kabul edilerek; sadakatsiz olan, manevi yönden bağımsız konut temin etmeyen ve aile müdahalesine sessiz kalan erkeğin sadakatsiz olan kadına nazaran ağır kusurlu olduğuna hükmedilmiştir.
Dosya kapsamındaki delillerden ve tanık ifadelerinden taraflar arasındaki fiili ayrılığa neden olan olayın davalı-davacı kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen ve kadının sadakatsizliğini gösteren mesaj olduğu sabittir. Davacı-davalı erkeğin de kadının birleşen boşanma davası öncesinde başka bir kadınla otel kaydı bulunmaktadır. Tanıklardan davalı-davacı kadının annesi, tarafların bir yıl nişanlı kaldığını, kızının yaşayacağı ortamı gördüğünü ve aile apartmanında yaşayacağını bilerek evlendiğini beyan etmiştir. Taraflar arasındaki fiili ayrılığına neden olan olay kadının telefonundan başka bir erkeğe gönderilen mesaj olup, kadının annesinin ifadesi ile birlikte değerlendirildiğinde, davacı-davalı erkeğe bölge adliye mahkemesince “Manevi olarak bağımsız konut temin etmediği ve aile müdahalesine sessiz kaldığı” kusurlarının eklenmesi yerinde olmamıştır. Bu sebeple tarafların gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Yanılgılı değerlendirme sonucu erkeğin ağır kusurlu olarak kabulü doğru olmamıştır.
b-Yukarıda 2/a bendinde açıklandığı üzere, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre daha az kusurlu olması gerekir (TMK m. 174). Bölge adliye mahkemesince davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyize konu diğer bölümlerin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ….’ye yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 218.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran …’a geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.